Türk futboluna siyasi müdahaleler yıllardan beri tartışma konusu... Ancak bugüne kadar bir kulübün kapatıldığına, üstelik "politik faaliyetler" gerekçesiyle kapatıldığına tanık olmamıştık. En azından tanık olmadığımızı düşünüyorduk. Ta ki Bursa'nın adından dolayı kapatılmış amatör futbol kulübü Dinamo Mesken'le tanışıncaya kadar. Dinamo mesken ilk bakışta adından anlaşılacağı üzere "solcu" ve "yerli" olmanın bahtsızlığına kurban gitmiş ama aslında harcanmış bir kaderi var. Zira dev - gençlilerle ülkücülerin birlikte oynayabileceği kadar siyasete uzak, delikanlıları "kör siyasetin tehlikelerinden" uzaklaştırma ülküsüne aracı olacak kadar da spora yakındı sadece. Ne var ki, büyük acılar ve travmalar yaşayan bir ülkenin yazgısından onlar da nasiplerini aldılar ve hala sindiremedikleri bir tarzda yargılanıp, "isminden dolayı kapatılmış ilk futbol kulübü" olarak, talihsiz isimlerini Türk futbol tarihine solgun harflerle yazdırdılar...
80 döneminde Türkiye'nin biraz da mimlenmiş mahallelerine gözdağı vermek isteyenlerin hışmına uğrayan gençlerin hikâyesi bu. Kulüp yöneticileri bile 20 - 25 yaşlarında. Beraat eden takımdan kimse hapis cezası almadığı için belki şanslılar. Ancak bugün mahallede yaşayanlar dağılan takımlarını bir daha toparlayamadıkları için üzgün ve kapılarına mühür vurulduğu için hâlâ kızgınlar. Gerçekten de onlar kendilerini cezalandıran askeri yönetimin iddia ettiğinin tersine her ideolojiden insanla barışıktılar.
Kulübün eski oyuncularından olan ve 1993 -1995 yılları arasında Mhp yıldırım ilçe başkanlığı da yapan Osman Yağcı'nın da dediği gibi "Tunç hocamız maçlardan önce soyunma odasında bizlere 'arkadaşlar mesken'i mahcup etmeyelim, halkımıza saygılı olalım, milliyetçi olalım, futbolu izletelim' derdi. Siyasi konuşmalar hiç olmadı. Sağcı olduğum için baskı olmadı. Futbola Mesken'de başladım, Mesken'de bıraktım. Anlayamıyorum. Sadece spor yapan bir kulübü kapatmanın ne anlamı var." Ama Bursa'nın varoşlarında yaşama savaşı veren bu insanlar kesinlikle yanlış anlaşıldıklarını düşünmüyorlardı. Birileri onları işlerine geldiği gibi anlamışlardı.
Onlar çağırmadan kendilerini bulduk ve olanları anlamak için her şeyin başladığı güne ve yere doğru yola koyulduk. Bugüne kadar açılmamış olan bu konuyu takımın amigosu Erkan Can'ın ve yargılanmış, işkence görmüş Dinamo Meskenli arkadaşlarının ağzından öğrenmeye çalıştık. Mimli mahallenin dinamosunu...
Hikâye, o yılların fırtına gibi esen demir perde takımı Dinamo Kiev'in Bursaspor'la yaptığı maçlarla başlıyor. Hayatı paylaşarak yaşamayı şiar edinen muhit insanları için maçlar dönüm noktası olmuş. 1971'de memleket meselelerinin çözümlenmeye çalışıldığı mahalle kıraathanesinde büyük ağabeyler toplanır ve politika yerine spor yaparak Bursa'ya açılma kararı alınır. Kulübün adıysa kendiliğinden ortaya çıkmıştır, kâğıt üzerinde tescillenebildiği şekliyle Ertuğrulgazi Gençlik ve Spor Kulübü fakat taraftarlarının gönlündeki adıyla Dinamo Mesken...
Kulüpte siyasi faaliyet yapılmasına yönetim kurulu hiçbir zaman izin vermemiş. Ancak solculuklarından gelen dayanışma kültürüyle beklenmedik sonuçlar almaya başlayan takım "kurtarılmış mahallesi"nin adını duyurmaya başladıkça birileri için can sıkıcı olmaya başlamış. Bu baskılar askeri yönetimin Eylül 1981'de kulübü kapatmasıyla son buluyor. Kulübün kapatıldığı günü yaşayanlardan dönemin yöneticisi Ali Nihat Irkörücü, "kapatılma gerekçeleri sudan gerekçelerdi" diyor ve şöyle devam ediyor: "şöyle bir kılıf bulmuşlardı. o gün bir arkadaşımız emniyetten izinli olarak esnaftan her zamanki rutine uygun şekilde para toplamaya çıkmıştı. Güya haraç topladığımız yönünde ihbar alınmış. Arkadaşımızı polis gözetimine, nezarete almışlar.
Takımı deplasmana götürebilmek için para toplamak zorunda kalındığını anlatmaya çalışmış ancak bunu bir türlü anlatamamışlar. Tutuklanma gününü, "paraları sayarken hepimizi siyasi şubeye götürdüler. İki gün boyunca dayak yedik, kapanış da öyle oldu" diyerek açıklıyor, avanta Kemal. Bütün baskılara karşın, elbette ki bu kadarını beklemiyorlarmış. İşin garip tarafı bir süre kulübün yeniden açılabileceğine inanmışlar.
Emniyetteki sorular hep ters köşeden. Cengiz'e yöneltilen soru "hangi örgüttensin silahları nerden temin ediyorsun?" bugün o sorulara bir cevabı var Tunç hocanın: "bize saldıran insanlardan daha milliyetçi insanları yetiştirdik biz. Erkan Can gibi birini çıkardık. Gözlerim yaşarıyor şimdi, o kulübü kapatmak devlete hiç yakışmazdı."
Erkan Can, o dönem takımın maskotu. Amigoluk yapıyor. Tribünlerden aldığı ilhamla sahneye transfer olmuş. Takımın eski kalecisi kamyon Vedat, "dar alanda kısa paslaşmalar" filminde Erkan Can'a oyuncu koçluğu da yapmış. Onu anlatırken "kendisine amigo demezdi Erkan. Seyirci organizatörü derdi. Ne olduğunu anlayamadığımız marşlarla tribünü ateşlerdi. Rakip taraftarları şok ederdi" diyor. Takımla ilgili söylediği şeylerse diğerleriyle aynı: "arkadaşlarımızın katiyen politik bir misyonu yoktu."
Yaşananlardan çıkarılacak dersler basit. 1981'de başına büyük belalar almış küçük bir takım kapatılmadı. Hayatında hiç karakola gitmemiş olanlar kapatılma kararının ardından gözaltında işkence gördüler. Top bir daha santraya dönemedi. Kapatılmasa memlekete "zararı" ne olurdu bilinmez. Ancak kulüplerin günümüzde yetiştirdiği gençleri düşündüğümüzde söylenecekleri toparlıyor Kenan Demir "gençlerimize borçluyuz. Yarım kalmış işlevimizi tamamlamalıyız. Türkiye bizden başka acılar da yaşadı. Ama kulübümüz bugün açık olsa ve Mesken'de yaşasaydı Ogün Samast katil değil, belki de o katile tavır koyan bir sporcu olabilirdi."
EDIT : Sonuna yazmayı unutmuşum arkadaşlar... Mesken'de yaşayan büyüklerimizin katkılarıyla biz Mesken gençleri Dinamo Mesken'i tekrar kurmak adına girişimlere başladık... Efsane Dinamo Mesken Yeniden Doğuyor...
Engin Çancıoğlu
“DİNAMO” MANİFESTOSU:
* Dinamo, Mesken Halkının canı kadar sevdiği spor kulübüne taktığı bir ünvandır. Dinamo, “Mesken Kültürü” ile özdeşleşmiştir. Dinamo’yu yok saymak, Mesken Kültürünü yok saymaktır.
* Dinamo, bir ayrımcılık değil, bütünleştirmedir. Dinamo Mesken tüm siyasi oluşumların üzerindedir.
* Dinamo, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımına izin vermeyen özgürce yaşama duygusudur. Diğer anlamda, ırk ayrımına ve din sömürüsüne karşı bir duvardır.
* Dinamo, doğaya ve insanlığa zarar verecek her olumsuzluğun karşısındadır.
* Dinamo, her alanda olduğu gibi sporda da renklerin kardeşliğini savunur. Centilmenlik ve başarı temel ilkesidir.
* Dinamo, futbolun ticarileşmesini istemeyen herkesin, her kesimin yeteneğine göre amatörce spor yapma arzusunu savunur.
* Dinamo, sporda her türlü şiddeti reddeder. Dinamo Mesken'in taraftarları aynı zamanda "güzel futbolun" da taraftarıdır; yenen rakibini alkışlar ve kutlar.
* Dinamo, futbolda ve sporun tüm alanlarında bahis ve şikenin karşısındadır.
* Dinamo çalışkandır; sevgi üretir, dostluk üretir, paylaşma üretir.
* Dinamo, her Meskenlinin kalbinde sonsuza dek yaşayacaktır.
Helal olsun arkadaslar, aynen devam.
YanıtlaSiltam filmlik bir hikaye erkan abi artık yapımcılığa soyunup bunu değerlendirmeli :)
YanıtlaSilteşekkürler güzel yazı için.
YanıtlaSilAğa siz ne güzel insanlarmışsınız. erkan can abimizinde dinamo meskenli olduğunu ögrenmek şaşırttı beni efsane takım tekrardan kurulursa bende destekçiniz olacağım.!
YanıtlaSilyazi icin cok tesekkurler.cok etkileyici.bu yaziyi kendi blogumda da yayinlamak istiyorum izin verirseniz.hicbirseye dokunmaksiniz,blogunuzun ismini vererek?
YanıtlaSilBir mahalle yasayani olarak o zamanlar ki cocuklugumuzda bu siyasi kavgalardan uzaklasmak icin bu takimin pesinden gidilirdi...takim kardesligi dostlugu birlikteligi simgelerdi kapali bir mahalle olarak o zamanlar insanlarin cani gereksiz yere cok yakildi...
YanıtlaSil